Cuma, Aralık 30, 2016

Mutlu(?) Yıllar

Merhaba sevgili okuyucu, ne var ne yok?

Birkaç gün önce Zurako yirmi yaşını bitirdi, bitirdi ama nasıl perişan bitirdi tahmin dahi edemezsin. Bu okula başladığımdan beri her sene doğum günümün olduğu güne ya sunum ya sunumdan önceki o hayvan gibi çalışma dönemi denk geliyor. Hepsi bir yana, gerçekten umurumda değil artık okul, öylesine boktan bir yıldı ki gerçekten doğduğuma pişman olmuş durumdayım. İnsan yaşadığına dahi sevinemiyor. İnsan ortaya çıktığından beri zavallı Dünya'nın gün yüzü gördüğü yok gerçi ama şayet en-boktan-geçen-yıllar listesi olsa bence kesinlikle 2016 o listeye girerdi.


Geçen yıllarla bugünü karşılaştırdıkça fark ediyorum ki geleceğe dair umudum kalmamış pek, bu garip çünkü aşağı yukarı her arkadaş grubunun bir adet kadrolu sevgi pıtırcığı olur. Bizim grupta o salak bendim işte. Şimdiki günlerime nazaran o zamanlar çok daha kırık dökük günlerdi. Hani derler ya kan kustum kızılcık şerbeti içtim diye, hah, tam o kıvamdaydı işte. Yine de her şeye rağmen, daha önce de dediğim gibi, her şeyin iyi olacağına inanıyordum. Karakterleri gereği Pi oldukça karamsar, Karam felaket şekilde evhamlı olunca sırıtık Pollyanna olmak bana kaldı. Yine de bunu zorunluluktan yaptığımı söyleyemem, dedim ya, bir şekilde her şeyin iyi olacağından, suyun akıp yolunu bulacağından emindim.

Ha su yolunu bulmadı mı, buldu, buldu ama bulana kadar ben de değiştim tabi.


Yedi-sekiz yaşlarındayken büyümek istemiyorum diye ağlayan bir çocuktum, ana sınıfı çok güzeldi ama birinci sınıftan hiç hoşlanmamıştım. O zaman için haklı bir sebep bence. Sürekli çizgi falan çizdiriyorlardı, çok sıkıcıydı gerçekten. Hepsi bir yana büyümekten korkuyordum. Ergenlikle ilgili kitapçık okuyup "Ben ergen olmak istemiyorum!" diye ağlamışlığım da var ama o çok utanç verici bir anı olduğu için aramızda kalsın canım okuyucu, onu başka bir ara anlatırım.


Ne diyordum? Hiç istemiyordum büyümeyi, hala istemiyorum ama hiçbir zaman hayatın bana getirdiklerine karşı direnen biri olmadım.Bu kesinlikle gurur duyduğum bir şey değil, hiç değil hem de. Eskiden mutsuz olmaktan da korkmazdım, istemezdim ama korkmazdım da, tam olarak ne düşündüğümü bilemiyorum ama artık bu gerçek beni korkutuyor. Gelecek günlerin getireceklerinden çekiniyorum.


Bu sene yeni yıla evde gireceğim, geçen sene de Karamlarda girmiştim, gördüğün üzere bazen çok evcimen olabiliyorum. Dönem dönem, özellikle de yeni yılın gelişinden önce, grupça radikal kararlar aldığımız olur. Pi bu yıl artık dedikodu yapmayacağına dair bir karar almıştı, ben de aşk meşk işlerini komple bitirdiğimi duyurmuştum. Hepsi yalan oldu tabi. Bu yüzden bu yılı boş geçmeye karar verdim.


Her neyse, çok karamsar bir yazı oldu yine, arkada da Justin Bieber'ın leş bir şarkısı çalıyor, katmerli intihar sebebi. İçimden seneye görüşürüz esprisini yapmak geliyor ama artık tam tamına yirmi bir oldum -sanki övünülecek bir şey, bir yıl daha gitti ömründen gerizekalı- bu yüzden üzülerek bu espriyi yapma hakkını liselilere devretmek lazım artık.

O zaman... mutlu yıllar canım okuyucu.
2017'den bi' halt olacağını sanmıyorum ama yine de mutlu yıllar.